18 Mart Şehitler Günü Dolayısıyla Milli Savunma Bakanlığında Tören Düzenlendi
Tarih: 15.03.202518 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110’uncu yıl dönümü dolayısıyla Millî Savunma Bakanlığı Atatürk Kültür Sitesinde tören düzenlendi.
Şehitlerimizin kıymetli ailelerinin yer aldığı törene Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Bakan Yardımcıları Şuay Alpay, Alpaslan Kavaklıoğlu, Bilal Durdalı ve Musa Heybet ile birlikte katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan törende şehit eşi Tuğba Bal, şehit aileleri adına bir konuşma yaptı. Daha sonra ise Görsel Yapım ve Foto Film Merkezi tarafından hazırlanan 18 Mart Şehitler Günü klibi davetlilere seyrettirildi.
Törende Millî Savunma Bakanlığı Armoni Mızıkası ve Mehteran Birliği de TRT Ses Sanatçısı İlker Gökkaya ve Solist Gökçe Nur Semerci ile birlikte birbirinden güzel kahramanlık marşlarını seslendirdi.
Daha sonra Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, bir konuşma yaparak şehitlerimiz kıymetli ailelerine hitaben şunları söyledi:
CANINI ORTAYA KOYAN YİĞİTLER SADECE BİR SAVAŞ KAZANMADI, BİR ULUSUN ONURUNU DÜNYAYA GÖSTERDİ
Bu anlamlı gün vesileyle vatanımız ve milletimiz, istiklal ve istikbalimiz için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi şükran ve minnetle yâd ediyorum. Siz değerli misafirlerimizin şahsında, şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakâr ailelerine, buradan saygılarımı sunuyor, selamlarımı gönderiyorum.
Bugün, aziz şehitlerimizi anarken aynı zamanda 110 yıl önce Çanakkale’de bir milletin kaderinin yazıldığı o muhteşem zaferin gururunu bir kez daha yaşıyoruz. Zira 18 Mart 1915’te, vatan toprağını savunmak için canını ortaya koyan yiğitler, sadece bir savaş kazanmadı; bir ulusun onurunu, direncini ve ruhunu tüm dünyaya gösterdi.
O gün, Çanakkale’nin sularında dalga dalga yükselen cesaret toprağa düşen her damla mukaddes şehit ve gazi kanıyla birleşti ve bir milletin esarete direnişinin de sembolünü oluşturdu. Büyük bir adanmışlık duygusuyla cepheye koşan, iman dolu göğsünü kurşunlara siper ederek “Çanakkale geçilmez!” diyen Mehmetçiğin bu sözü, yalnızca bir slogan değil, vatan-millet-bayrak için bir yemin, bir ant oldu.
Ezineli Yahya Çavuş, bir avuç yiğidiyle destan yazarken Seyit Onbaşı, omzunda taşıdığı en ağır top mermisiyle düşmana meydan okudu. Anafartalar’da Mustafa Kemal’in “Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum.” emri, “Bağımsızlık benim karakterimdir.” diyen asil milletimizin haykırışı oldu.
ASİL MİLLETİMİZ, İŞGALE BOYUN EĞMEYECEĞİNİ TÜM DÜNYAYA GÖSTERDİ
Gönül coğrafyamızın her köşesinden gelerek millî ve manevi değerlerimiz uğruna şehadet şerbeti içen nice kahramanlar, kutsal vatan toprağına kök saldı. Anaların ve babaların dualarıyla büyüttüğü fidanların vatan savunması için gösterdikleri cesaret, asil milletimizin işgal ve esarete asla boyun eğmeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir.
Onların kahramanlık ve fedakârlıkları, milletimizin gönlünde ve hafızasında sonsuza kadar yaşayacaktır. Bu vesileyle Çanakkale’yi Türk tarihine altın harflerle yazdıran başta Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere yaşadığımız toprakları bizlere vatan kılan ecdadımızı rahmet ve şükranla yâd ediyorum.
BU RUH, ASİL MİLLETİMİZİN KARAKTERİNDE EBEDİYEN VARLIĞINI SÜRDÜRECEK
Ezanımız dinmesin, al bayrağımız inmesin diye vatan ve millet sevdasıyla Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Millî Mücadele’de, Sakarya’da ortaya konan mücadele ruhu; aynı şekilde Kıbrıs’ta, terörle mücadele operasyonlarında ve 15 Temmuz’da da tezahür etmiş, şehit ve gazilerimizin kahramanlıkları tarihe nakşolunmuştur. Kimsenin şüphesi olmasın ki bu ruh, asil milletimizin karakterinde ebediyen varlığını sürdürecektir.
ÜLKEMİZ, GÜVENLİK MİMARİSİNİN VAZGEÇİLMEZ BİR ÜYESİ HÂLİNE GELDİ
Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu tarihî dönemde, kahraman ecdadımızdan aldığımız ilhamla, ülkemizi daha güçlü ve aydınlık yarınlara ulaştırmak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Tüm dünyada jeopolitik gerginliklerin tırmandığı ve çatışmaların arttığı bir süreçte, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde yürütülen etkin diplomasiyle de ülkemiz, müzakere masalarının ve dünya güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir üyesi hâline gelmiştir.
Türkiye olarak bölgemiz başta olmak üzere geniş bir coğrafyada barış ve istikrarın hâkim olması için yoğun gayret sarf ediyoruz. Ülkemiz, bölgesel krizleri çözmede büyük bir deneyime sahiptir. Öyle ki Ukrayna’daki savaştan Kafkasya’daki istikrasızlığa, Afrika’daki anlaşmazlıklardan Libya iç savaşının çözümüne kadar üstlendiğimiz yapıcı inisiyatif ve çatışmaları önlenme çabası, Türkiye’nin dünya barış ve istikrarına katkıda bulunma kabiliyetini açıkça ortaya koymuştur.
Ülkemizin etki ve ilgi alanının böylesine genişlemesinde ve çok önemli misyonlar üstlenmesinde elbette Türk Silahlı Kuvvetlerimizin de büyük payı vardır.
Kahraman ordumuz;
▪️Hudutlarımızda ve terör örgütleriyle mücadelede,
▪️Denizlerimizde ve semalarımızda,
▪️ Uluslararası güvenlik, barış ve istikrarın sağlanmasında,
▪️Ayrıca, geniş çaplı tatbikatların icrasında tüm vazifeleri layıkıyla yerine getirmekte, büyük başarılar elde etmektedir.
Gazi ve muzaffer Türk ordusunun bu şekilde güçlü, etkin ve caydırıcı varlığı milletçe vatan topraklarımızda huzur ve güvenlik içerisinde yaşamamızı sağlamaktadır.
Şu hususu özellikle vurgulamak isterim:
Ordumuzun sahip olduğu yüksek operasyonel tecrübe, muharebe kabiliyeti ve modern teçhizat kapasitesi pek çok ülke tarafından gıpta ile takip edilmektedir. Bu da şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerimizi pek çok coğrafyada güvenlik ve istikrar için vazgeçilmez bir aktör hâline getirmektedir.
TERÖR ÖRGÜTÜ VE UZANTILARI, SİLAHLARINI TESLİM ETMELİ
Sizlerin de bildiği üzere uzun yıllar gündemimizin ilk sırasında hep terörle mücadele olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, tarih boyunca olduğu gibi ülkemizin birlik ve bütünlüğüne yönelen her türlü tehdide karşı büyük bir kararlılıkla mücadele etmiş; kendisine verilen her türlü vazifeyi başarıyla yerine getirmiştir.
Güvenlik güçlerimizin topyekûn ortaya koyduğu bu mücadele ve operasyonlar sayesinde terör örgütlerinin hareket kabiliyeti büyük ölçüde sınırlandırılarak kritik bir aşamaya getirilmiştir.
Bugün geldiğimiz noktada; Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olduğunu itiraf eden örgütün; terörle bir yere varılamayacağını, ömrünü tamamladığını ve kendisini feshetmekten başka çaresinin olmadığını geç de olsa anlaması kayda değerdir.
Ancak, terör örgütü PKK ve farklı coğrafyalarda ve isimler altında faaliyet gösteren tüm uzantıları -nerede olduklarından bağımsız olarak- bir an önce fesih kararını almalı, derhâl ve koşulsuz olarak silahlarını teslim etmelidirler. Aksi yöndeki hiçbir açıklama ve eylemin bir karşılığı yoktur ve olmayacaktır.
ATEŞKES ASLA SÖZ KONUSU DEĞİL
Bu kapsamda ateşkes gibi metinde yer almayan hususlar gündeme getirilmemelidir. Zira böyle bir şey asla ve asla söz konusu değildir. Nihai hedefimiz; 85 milyon vatandaşımızın ortak temennisi olan terörün sona ermesi, terör örgütlerinin tamamen tasfiye edilmesi ve ülkemize yönelik her türlü tehdidin ortadan kaldırılmasıdır. Bu yüzden sürecin sabote ve suistimal edilmesine veya uzatılmasına müsaade edilmeyecek, temkinli ve rasyonel bir yaklaşım esas alınacaktır. Devletimizin engin tecrübesi ve basiretine hepiniz güvenin ve müsterih olun.
ŞEHİT AİLELERİMİZ VE GAZİLERİMİZ MİLLETİMİZİN BAŞ TACI OLDU
Malumunuz olduğu üzere ülkemizin enerjisini ve kaynaklarını tüketen terör, hepimize büyük acılar yaşattı. Bu süreçte hiçbir zaman yılmadık, asla pes etmedik. Çanakkale’de yedi düvele karşı nasıl kahramanca mücadele verdiysek arkasında birçok karanlık odağın olduğu terör örgütlerine karşı da aynı kararlılıkla mücadele verdik. Bu mücadelenin kahramanı olan her bir şehidimiz, milletimizin kalbinde sonsuza dek yaşayacak birer destan, her bir gazimiz ise cesaret ve fedakârlığın timsalidir.
Nitekim bugün önemli bir süreç yaşanıyorsa ve tarihî bir adım atılacaksa, anlaşmazlıkların çözümü, aldatılmış olanların kazanılması, terörü türlü bahanelerle kendi amaçları doğrultusunda kullananların emellerine bir son verilmesi durumuna gelinmişse bu ağır bir bedel karşılığında olmuştur. Bu ağır bedelin yükünü üstlenen şehit ve gazilerimiz ile yaşananların en yakın tanığı olan siz şehit ve gazi ailelerimiz de fedakârlığınız, sabrınız ve vakur duruşunuzla milletimizin baş tacı oldunuz.
Acılarınızı yüreğinizde taşırken bile dimdik ayakta duran sizler, hepimize metanetin ne demek olduğunu bir kez daha gösterdiniz. Devlet ve millet olarak her zaman yanınızda olmak boynumuzun borcudur. Sizlerin ve kahraman gazilerimizin hayatını kolaylaştırmak, yaşam standartlarınızı yükseltmek için Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ortaya koyduğu vizyon çerçevesinde devletimiz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın koordinatörlüğünde yoğun bir gayret sarf etmektedir. Bundan sonra da devletimizin tüm kurumlarıyla yakın bir iş birliği içerisinde, sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz.
DAHA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE’Yİ HEP BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ
Bölgemizde haritaları değiştirmek isteyenlerin emellerini boşa çıkarmak için her zamankinden çok daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın olduğu bir dönemden geçtiğimizi unutmamalıyız. Kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirmek için elimizden gelen gayreti gösterecek, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında daha güçlü bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz.
Türkiye; özellikle son yıllarda, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın engin vizyonu sayesinde çok daha gelişmiş; çok daha güçlü ve gıpta edilen bir ülke konumuna ulaşmıştır. Ülkemizin her alanda elde ettiği bu başarıların korunması ve daha yüksek seviyelere çıkartılması temel önceliğimizdir. Bir kez daha ifade etmek isterim ki başarıya ulaşma yolunda en büyük ilham kaynağımız; vatanı ve milleti için canını seve seve feda eden aziz şehitlerimiz ve bu uğurda gazilik mertebesine ulaşan kahraman gazilerimizdir.
Asil milletimizin, söz konusu vatanı olduğunda her şeyden geçmeyi göze alabilen cesur ve yiğit evlatları var oldukça mukaddes vatanımız, ebediyen Türk yurdu olarak kalmaya devam edecektir.
Bu vesileyle;
▪️Türk milletinin kutlu yürüyüşünde ordumuzun temellerini atan Mete Han’dan Malazgirt’te Anadolu’nun fetih kapısını açan Sultan Alparslan’a,
▪️Çağ kapatıp yeni bir çağı başlatan Fatih Sultan Mehmet’ten Millî Mücadele’mizin önderi ve Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadar ülkemizin, ordumuzun gücüne güç katan tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum.
Onların emaneti olan şanlı ordumuz; mazisinden aldığı ilhamla, ebediyete kadar bu toprakların teminatı olmaya devam edecektir. Sözlerime son verirken aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyor; gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle gerek törenin düzenlenmesinde gerekse sahne gösterisinin icrasında başta Millî Savunma Bakanlığı Armoni Mızıkamız ve Mehteran Birliğimiz ile katkılarından dolayı değerli solistlerimize ve emeği geçenlere teşekkür ediyor; sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.