ANA SAYFA BAKAN KURUMSAL BİRİMLER BASIN FAALİYETİ HİZMETLER SİTE HARİTASI
Bakanlık Geri
Bakan Yaşar GÜLER

Yaşar GÜLER

Bakan

1954 doğumlu olan Yaşar GÜLER, Teğmen rütbesiyle 1974’te Kara Harp Okulundan ve 1975’de Muhabere Okulundan mezun olmasını müteakip 1975-1984 yıllarında çeşitli birliklerde Muhabere Takım ve Bölük Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur.

1986’da Kara Harp Akademisinden, 1988’de Silahlı Kuvvetler Akademisinden mezun olduktan sonra Kurmay subay olarak sırasıyla; Yurt İçi Bölge Komutanlığı Harekât Başkanı (1986-1988), Kara Kuvvetleri Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı Plan Subayı (1988-1991), 12’nci Piyade Tümen Komutanlığı Harekât ve Eğitim Şube Müdürü (1991-1992), Silopi’de İç Güvenlik Tabur Komutanı (1992-1994), Bosna-Hersek Türk Tugayı Komutan Yardımcısı (1994-1995), Başbakanlık Askerî Başdanışmanlığı Proje Subayı (1995-1997), Napoli/İtalya’da konuşlu NATO Güney Bölge Komutanlığı Muhabere Başkan Yardımcısı (1997-1999), Barış İçin Ortaklık Eğitim Merkezi Komutanı (1999-2000), Genelkurmay Başkanlığı Tatbikatlar Şube Müdürü (2000-2001) olarak görev yapmıştır. 2001 yılında ise Tuğgeneralliğe terfi etmiştir.

Tuğgeneral rütbesiyle 10’uncu Piyade Tu...

Devamı

MSB | T.C. Millî Savunma Bakanlığı

Vizyon

Türkiye’yi kara mayınları ve patlamamış mühimmattan arındırılmış, insanların mayın ve/veya patlamamış mühimmat riskine maruz kalmadan yaşayacağı bir ülke haline getirmektir.

Misyon

Türkiye Cumhuriyeti sınırları dâhilinde gerçekleştirilecek insani maksatlı mayın ve/veya patlamamış mühimmat temizliğine yönelik faaliyetlerin güvenli ve etkin şekilde, ulusal ve uluslararası standartlar doğrultusunda zaman ve maliyet baskısı olmaksızın gerçekleştirilmesini sağlamaktır.

İnsanî Maksatlı Mayın Faaliyetler Hakkında Merak Edilenler

  • Mayın ve patlamamış mühimmatın bulunduğu teyit edilmiş veya şüpheli alanın herhangi bir amaçla (tarım, hayvancılık, sanayi, kamu yatırımları vb.) kullanıma açılmasına yönelik, zaman ve maliyet baskısı olmadan, çalışanların ve üçüncü şahısların can güvenliğine öncelik verilerek sürdürülen temizlik faaliyetleri, mayın stoklarının imha edilmesi, mayın ve patlamamış mühimmat risk eğitimi verilmesi, mayın mağdurlarına yardım ve mayın karşıtı faaliyetlerin tamamını ifade eder. Mayın faaliyetleri ile bu riskten vatandaşlarımızın uzak tutulması, vatan toprağının (metal, kimyasal vb. maddelerden) temizlenmesi ve bu riske karşı farkındalığın sağlanması amaçlanmaktadır.

  • Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle değişen güvenlik ihtiyaçları neticesinde, anti-personel mayınların kullanılmasına karşı oluşan ulusal ve uluslararası kamuoyuna olumlu yaklaşan Türkiye, mayın sorununun çözümüne ilişkin 17 Ocak 1996 tarihinde anti-personel mayınların kullanılmasını yasaklayan bir bildirge yayımlamıştır. 1996 yılında anti-personel mayınların kullanılmaması yönünde iradesini ortaya koymuş ve 26 Ocak 1998 tarihinde ise Türk Silahlı Kuvvetleri yayımladığı emirle anti-personel mayınların kullanılmasını tamamen yasaklamıştır. 1982 yılında imzalanan “Aşırı Derecede Yaralayan ve Ayırım Gözetmeyen Etkileri Bulunan Belirli Konvansiyonel Silahların Kullanımının Yasaklanması veya Sınırlandırılması Sözleşmesi’nin (BKSS Sözleşmesi)” 1’inci, tadil edilmiş 2’nci ve 4’üncü protokollerini 21 Ekim 2004 tarihinde kabul etmiştir. Aynı yıl Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası Sözleşmesi’ne (Ottava Sözleşmesi) taraf olan Türkiye, 2015 yılında, 6586 sayılı Millî Mayın Faaliyet Merkezi Daire Başkanlığının (MAFAM) kurulmasına ilişkin Kanun’u kabul ederek bu konudaki kararlılığını ortaya koymuştur. Türkiye, 01 Mart 2004 tarihinde taraf olduğu Ottava Sözleşmesi kapsamında, sınırları içerisindeki mayınla kirletilmiş alanları 01 Mart 2014 tarihine kadar temizlemeyi taahhüt etmiştir. 5903 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Devleti İle Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri İle İhale İşlemleri Hakkında Kanun” kapsamında özel firmalar vasıtasıyla mayın temizliği projesi oluşturulmuştur. Ancak, Türkiye’nin yakın coğrafyasında meydana gelen siyasi istikrarsızlık nedeniyle mevcut proje 17 Haziran 2013 tarihinde iptal edilmiştir. Bu nedenle Ottava Sözleşmesi’nin 5’inci madde yükümlüğünün yerine getirilmesi maksadıyla 01 Mart 2022 tarihine kadar süre verilmiştir. 15-19 Kasım 2021 tarihinde yapılan 19’ncu Ottava Sözleşmesi Taraf Devletler Toplantısında mayın ile kirletilmiş alanların temizlenmesi konusunda 2025 yılı sonuna kadar ek süre alınmıştır. Bu kararlılık doğrultusunda Türkiye, “2025 Yılı Mayınsız Dünya” hedefine paralel olarak toprağa gömülü mayınların tamamını temizleme ve ülkeyi mayın ve patlamamış mühimmattan arındırılmış, insanların mayın riskine maruz kalmadan yaşayacağı ülke haline getirmeyi amaçlamaktadır.

  • Ülkemizde yürütülen insanî maksatlı mayın temizliği ile ilkel bir savunma aracı olan mayınlar ülkemiz topraklarından temizlenerek kurumlarımızın işbirliğinde sınır boyunca, yasa dışı geçişleri engelleyecek modüler duvar, zırhlı araçlar ve kulelerden oluşacak ileri teknolojiye sahip, gelişmiş ve insanî bir güvenlik sistemi kurulacak, bu teknoloji yoğun modern Entegre Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi Türkiye’nin sınırlarının etkin şekilde korunmasına katkı sağlayacaktır. Patlamamış mühimmat ile kirletilmiş alanların temizlenmesi ile bu alanların tarım, sanayi, kamu yatırımları vb. alanlarda değerlendirilmesi sağlanmaktadır. Temizliği yapılan alanlar, erişilebilir olması ile ülkemiz sosyal ve ekonomik faaliyetlerinde değerlendirilecektir.

  • Anti-Personel kara mayınları ülkemizde; 1956 yılından itibaren Türkiye-Suriye sınırında soğuk savaş savunma stratejisi, güvenlik ve kaçakçılığın önlenmesi amacıyla kullanılmaya başlanmış, 1993-1997 yılları arasında gerçekleşen terör eylemleri sonrasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde askerî bölgelerin güvenliğinin sağlanması ve sınır güvenliğini güçlendirmek maksadıyla döşenmiştir. Patlamamış mühimmat ile kirletilmiş alanlar, güvenlik güçlerinin geçmişte eğitim/tatbikat amacıyla kullandığı ve artık kullanımına ihtiyaç kalmayan, mühimmat tehdidinden arındırılarak sosyal ve ekonomik amaçlı kullanılmasının uygun olacağı değerlendirilen alanlardır. Tüm bu alanlar ülkemiz insanı ve doğal yaşamına karşı tehlike oluşturmakta, kimyasal olarak toprağımızı kirletmektedir.

  • Ülkemizde bulunan mayın ve patlamamış mühimmat ile kirletilmiş bu alanların varlığı başta can güvenliğini tehdit etmekle beraber; uluslararası alanda Türkiye’yi baskı altında bıraktığı gibi ülke içerisinde de pek çok olumsuzluğu beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda; (1) Terör tehdidi ve sınır güvenliği sebebiyle döşenmiş mayınlar, tarım ve hayvancılık faaliyetleriyle uğraşan bölge halkının can ve mal güvenliğini tehdit etmekte, (2) Mayın ve patlamamış mühimmatla kirletilmiş alanlar, tarihi zenginliklerimizin bulunduğu bölgelerde yürütülecek faaliyetlere engel olarak bu alanların değerlendirilmesinin ve kültürel mirasımıza dâhil olmasının önüne geçmekte, (3) Millî Park/Tabiat Parkı statüsü olduğu halde içerisinde kirletilmiş alan bulanan bölgeler doğal yaşamı tehdit etmekte, (4) Zamanla yerleşim bölgeleri içerisine dâhil olan kirletilmiş alanlar, söz konusu bölgenin kentleşmesini engelleyerek ekonomik kalkınmanın önüne geçmekte, (5) Sondaj ve sismik araştırma yapılacak bölgelerdeki mayın kirliliği, yeraltı zenginliklerimizin (petrol, doğalgaz vb.) ülke ekonomisine kazandırılmasına ve böylece dışa bağımlılığın azaltılmasına engel olmakta, (6) Enerji santrali (RES, GES vb.) kurulmasına elverişli olan bölgelerdeki mayın kirliliği, yatırımların gerçekleştirilmesine mani olarak enerji konusunda millî kaynakların kullanılmasının önüne geçmekte, (7) Mayın ve patlamamış mühimmat temizliğinin tamamlanmaması, askerî maksatlarla kullanımına ihtiyaç kalmayan arazilerin içerisinde yapılacak madencilik faaliyetlerine yönelik arama, işletme, ölçüm vb. çalışmaları engelleyerek ülke ekonomisine katkı sağlayacak faaliyetlere mani olmaktadır.

  • Türkiye-Suriye sınırında, soğuk savaş savunma stratejisi, güvenlik ve kaçakçılığın önlenmesi amacıyla 1956-1961 yılları arası mayınlı alanlar oluşturulmuştur. Aradan geçen süre boyunca, doğa olayları (arazi yangını, su baskını, taşkın, toprak kayması vb.), ilkel bir engel olması ve günümüzde sınır güvenliği fonksiyonunu yerine getirememesinden dolayı mayınlı alanların temizlenmesi ve Entegre Sınır Fiziki Güvenlik Sistemlerinin kurulması kararlaştırılmıştır. Engel vasfı kalmayan mayınların temizlenmesi mayın sorununun ortadan kaldırılması niyetini 1996 yılında ilk olarak beyan eden ülkemizin ve taraf olduğumuz “Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası Sözleşmesi” (Ottava Sözleşmesi) gereği de sorumluluğundadır. 2009 yılında 5903 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Devleti İle Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri İle İhale İşlemleri Hakkında Kanun” kapsamında özel firmalar vasıtasıyla mayın temizliği projesi oluşturulmuştur. Ancak, Türkiye’nin yakın coğrafyasında meydana gelen siyasi istikrarsızlık nedeniyle mevcut proje 17 Haziran 2013 tarihinde iptal edilmiştir. Dere ıslahı projeleri, tarım alanı oluşturma projeleri ve Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi projeleri kapsamında yapılan modüler beton duvar güzergâhı ile sınırlı olmak üzere Millî Savunma Bakanlığı bağlısı Özel Mayın Arama ve Temizleme (ÖMAT) birlikleri tarafından mayın temizliği faaliyetleri gerçekleştirilmektedir. Türkiye-Suriye sınır hattında 1956-1961 yılları arasında tesis edilen mayınlı alanların tamamı askeri yasak bölge statüsünde ve halen aktif olarak tehlike oluşturmaktadır. Yukarıda bahsedildiği gibi Türkiye-Suriye sınırında mayınlı alanlar bulunmaya devam etmektedir. Mayın temizliği yapılan bölgeler ilgili bakanlıklar tarafından kullanılmaktadır ve milli menfaatlerimize aykırı hiçbir oluşuma devredilmemiştir.

Bağlantılar

Yurt Dışı Bağlantılar

Yurt İçi Bağlantılar